19 Kasım 2010 Cuma

Back in Black!

Kaldığı yerden...



Aklıma başka birşey gelmediği için sürekli izlediğim zombi filmlerini aklıma getirmeye çalışıyordum. Sanırım onlarcasını izlemiştim ve onlar ve Esemmatlarla ilgili tek birşey görememiştim (Esemmatların Türkiye hatta Adana dışında kullanıldığından da şüpheliydim aslında). Filmlerde geçen işime yarayacak tek şey onları kafalarından vurmamdı fakat elimde şu anda hiçbir silah yoktu. O sırada bizim karşı tekelde bütün tekellerde olduğu gibi bir tabanca vardı, Sermet abi göstermişti bi sohbette şaka yollu sıkarım diye(klasik Adanalı). Sokakta ilerlerken onlarda hiç görmedim. Hızlıca tekele girdiğimde bir zombi filmi klasiği olan modern insan-zombi benzetmesinden dolayı marketlerde dükkanlarda zombi olmasından dolayı endişeliydim. Fakat bizim istila öyle pek entellektüel bir zombi istilası değil bildiğin zombinin tuttuğunu yediği bir istila olmuştu. Tekele girdiğimde korktuğum gibi olmadı ve tabancayı çekmecede buldum. Yanımada azık olsun diye biraz fındık fıstık bide normalde içmeme rağmen elimde silah varken daha karizma olacağını düşündüğüm 3 4 tane puro aldım. Çıkarken gördüğüm beyzbol sopası işe daha bi oyun ya da film havası katmıştı. Bu arada bi çanta bulamamıştım üstümde okul pantolonu ve ergen isyanı okul gömleği altı tshirt vardı. Ceplerim dolmuştu, beyzbol sopasınıda kılıç gibi tshirtten pantolona doğru bir halde içeri sokmuştum. Hafif çatala değmesi sorun yaratıyordu. Dışarı çıktığımda sokağın başında beni gören 2 tanesi üzerime doğru koşmaya başlamıştı. Bilgisayar oyunları alışkanlığından mermileri sonraya saklayıp beyzbol sopasını çıkarttım. İkisinide yere sermiştim. Puroyu yaktım öksürerek yoluma devam ettim. Sonra karşılaştığım 2 3 tanesinide yere serdikten sonra silahi çıkarttım ve üstüme doğru koşan minibüs şöförü kıyafetli bir adama doğrulttum tüm nefretimle ve şimdiye kadar söyleyemediğim kadar yüksek sesle"5 milyonun üzeri vardı" deyip gözlerimi kapatıp ateş ettim. Zombi ölmüştü ama patlayan benim silahım değildi o anda arkamda elinde silahla duran kızı gördüm...

DEVAM EDECEK...

6 Kasım 2010 Cumartesi

Rehber niteliğinde bir yazı: 70s 80s 90s ssssss

Eğer siz de benim gibi yolda yürürken elinize sağdan soldan tutuşturulan "70's party tonight" "80's retro dressing party, opening 22:30" veya "90's party, one yerli drink free" gibi kağıtlardan sıkıldıysanız; veya çevrenizde sürekli eskilerden bahseden "70'ler ne güzeldi ya" "80'ler çok havalıydı ama en güzeli 83 mayısıydı" gibi şeyler diyen arkadaşlarınız var ve siz de konuya dahil olmak istiyorsanız bu rehber tam size göre.

70'ler

68 Fransa öğrenci hareketleriyle başlayan ve emperyalizmin 3. bunalım dönemine denk gelen siyasi çatışmadan emperyalizmin baskın çıkmasıyla, ilk defa ülke genelinde aktif olarak Amerika'ya özenme başlamıştır. Ayrıca kapitalizmin getirdiği "her şeyden para kazanılabilir" anlayışıyla ilk defa kadın bedeni meta olarak kullanılmaya başlanmış ve ön plana çıkmıştır.Nedenlerini anlattıktan sonra şimdi sonuçlara geçelim.
Giyim:Mini eteğin keşfi.O dönemdeki fotoğraflara baktığınızda eteklerin ya diz altı ya da minimini olduğunu görürsünüz.Ayrıca o dönemde henüz fantezi çağrıştırmayan mini etek uzun çorap ikilisi de sıkça kullanılmıştır.Büyük gözlükler (acımız büyük) ve apartman topuk da öne çıkmaktadır.Erkeklerde ise bonusluğun keşfi,uzun favoriler ve ispanyol paça pantolonlar , altın madalyon öne çıkan özellikler.Sonlara doğru ise hippi etkisi ağırlığını göstermeye başlamıştır.
Film:Türk filmlerinin altın çağını yaşadığı dönem. Yeşilçam ve erotizm gerçeği.Bir yanda Hababam Sınıfı, Kemal Sunal ve arabesk sanatçılarını çektiği acı dolu filmler, öbür yanda Aydemir Akbaş'ın önlenemez yükselişi.
Müzik:Diskonun keşfiyle birlikte yabancı müzik akını.Hatırladıklarımız stay in alive , that's the way aha aha i like it .Türkçe müziklerde ise şu anda farkettiğimiz altın çağ. ah nerede , bim bam bom , sen gidince bak neler oldu ve daha nice nice harisüperkulade müzikler.

80'ler

Normalde kültürlerde görülen akımların birbirini takip etmesi gerekirken 80 darbesiyle birlikte 70'ler tamamen bitmiş ve yeni bir dönem başlamıştı. İşte o annemizin kucağında olduğumuz fotoğraflar hep bu döneme denk gelir.
Giyim:Tek kelimeyle özet geçebiliriz "VATKA". Ayrıca aerobik yaparken büyük kulaklıklı walkmen dinleyip tayt üzerine slip giymenin ve bandana takmanın mecbur olduğu dönem.
Film:Yeşilçam'ın bitişi sonrası Türk filmlerinde durgunluk. Genel olarak vurdulu kırdılı filmler Rambo, İlk kan, Zor ölüm. Ama Yaşar Alptekin. 70'lerin erotizminin yerini Coşkun'lara Alço'lara bıraktığı dönem, Banu Alkan, Ahu Tuğba. Ayrıca Ghost Busters ve Geleceğe Dönüş. Çizgi filmler açısından baya üretken:He-Man, She-Ra, Fred Çakmaktaş, Tsubasa...
Müzik: MFÖ, Dönence, Sezen Aksu. Big in Japan , Yeke Yeke , Da Da Da , sonradan çok erotik olduğu gerekçesiyle yasaklanan Lambada.

90'lar

Bizim çocukluğumuza denk geldiğinden midir, yoksa aynen yaşadığımız için midir nedir hiç bi zaman çekici gelmez. Absürdlüğün üst noktası.Street Fighter ve Mario dışında.
Giyim:Boğazlı kazak (annenin zorla giydirirken tüm yüzü yakması),stres bleziği, oduncu gömleği, kotun aktif kullanımı, vatkanın son dönemleri, abartılı kıvırcık kabartılmış saçlar.Çoğunu hatırlıyoruz zaten.
Film: Filmlerden çok dizilerle damgasını vurmuş dönem. Özel televizyonların birbiri ardına açılmasıyla üretkenliğin artması. Mükremin Çıtır, Saldıray abi, Spartaküs Vedat, Memoli, Bizimkiler(Benim adım Cemil), Ferhunde Hanımlar, Alf, Yalan Rüzgarı, Süper Baba, Çılgın Bediş...
Müzik: Türk popunun önleyemediğimiz, ellerimizin arasından kayıp giden yükselişi. Kıl oldum abi,ateşteyim ateşte, ananı niyolay, yaşandı bitti saygısızca, ortada kuyu var, hey corc; absürd Türkçe müziklerin başlangıcı, Grup Vitamin, ben sizin babanızım... Yabancı olarak da bi türlü giremediğimiz ama çoook özendiğimiz diskolar Yayyayye koko jambo, A la la la la long, Macarena, Aserehe.

Bu rehberi okuduğunuza göre artık siz de "90lar çok tırt ya, 80ler geri gelsin" gibi cümlelerle konuya dahil olabilirsiniz.Ha benim favorimi sorarsanız; tabi ki 70ler.Bence uzun favori gelmiş geçmiş en karizma şey.