13 Aralık 2010 Pazartesi

Zorla Dram Yaşamak...


Ankaraya kar yağıyordu...Tuz kamyonları geçerken pavyonlarıyla ünlü caddede bulunan evimin penceresinden, kendimi elimde bir sandalye, sigara paketi ve çayla, ipod ve hoparlörleri hazırlamış biçimde pencerenin önünde buluverdim, öncesine dair hiç birşey hatırlamıyorum. Bilinçaltımda yatan dişi blog yazarı "Ankaraya kar yağıyor, bende pencerede sigara kahve yapıyorum" diyordu. Dişi blog yazarını susturmam için pavyondan çıkan takım elbiseli kafası yarılmış adamı görmem yeterli oldu. Sonra kendime yavaş yavaş gelmeye başladım, elimdeki çay yeşil çaydı ve tadı bok gibiydi ama yinede içtim. Ve en önemlisi ben sigara içmiyordum. Ama yinede yaktım bir tane. Arkada Ezginin Günlüğü çalıyordu. Şarkı değişince shuffle modda olduğu için gelecek şarkıyı bekleme gerginliği bende tam bir uyanış etkisi yaratmıştı. Artık tamamen kendimdeydim, ama yinede kar yağıyordu ve benimde dram moda girmem gerekiyordu. Zorla dram yaşıyordum. Aklıma eskiyi getiriyordum, tam nostaljiye girdiğimde şarkı değişti ve ipoda nasıl girdiğine dair hiç fikrimin olmadığı Emrahtan Narin Yarim çalıyordu. Tamam nostaljiydi ama kesinlikle dramıma yardım etmiyordu. Fakat dayandım, ta ki ipod 5600 şarkı içerisinde tekrar Emrahı bulana kadar. Ortalığı toplayıp, yarım izmariti söndürürken kafası yarılmış adam yanında 3 adamla birlikte geri dönüyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder